×
Önerim var
Türkiye Kaynakçası - kaynakca.hacettepe.edu.tr
Ana Sayfa
Kaynakça Nedir?
S.S.S
İletişim
×
Mesajınız başarıyla kaydedilmiştir.
Gönder
Üye Ol
ÜYE GİRİŞİ
Facebook ile giriş
Beni Hatırla
Üye Ol
|
Parolamı Unuttum
Doğrulama e-postası gelmedi
21 Aralık 13:00
Aziz Cumhur Kocalar
İdeal Kent
adlı eseri beğendi.
21 Aralık 12:57
Aziz Cumhur Kocalar
tasarım+kuram
adlı eseri beğendi.
21 Aralık 12:57
Aziz Cumhur Kocalar
Kent Akademisi
adlı eseri beğendi.
21 Aralık 12:55
Aziz Cumhur Kocalar
Uluslararası Disiplinlerarası ve Kültürlerarası Sanat Dergisi
adlı eseri beğendi.
21 Aralık 12:54
Aziz Cumhur Kocalar
Kent Kimliğine Bütüncül Bir Bakış
adlı eseri beğendi.
21 Aralık 12:53
Aziz Cumhur Kocalar
https://doi.org/10.23835/tasarimkuram.240634
adlı kaynakçayı beğendi.
21 Aralık 12:52
Aziz Cumhur Kocalar
http://dx.doi.org/10.35674/kent.692973
adlı kaynakçayı beğendi.
21 Aralık 12:52
Aziz Cumhur Kocalar
Kafkasya Tarihi Kaynakçası
adlı kaynakçayı beğendi.
17 Aralık 14:34
Muhammed Şayir
Dahiliye Nezareti Teşkilat Tarihi (1836-1922)
adlı eseri beğendi.
17 Aralık 14:32
Muhammed Şayir
Sultanizm Üzerine Yorumlar: Max Weber'in Osmanlı Siyasal Sistemi Tiplemesi
adlı eseri beğendi.
11 Aralık 21:22
Yağız Fatih Nazlıer
P. E. Caquet, Opium’s Orphans: The 200-Year History of the War on Drugs
adlı eseri ekledi.
11 Aralık 21:20
Yağız Fatih Nazlıer
Philip Kirby, Margaret J. Snowling, Dyslexia: A History
adlı eseri ekledi.
11 Aralık 21:18
Yağız Fatih Nazlıer
Axel C. Hüntelmann and Oliver Falk (eds), Accounting for Health: Calculation, Paperwork and Medicine, 1500-2000
adlı eseri ekledi.
11 Aralık 21:16
Yağız Fatih Nazlıer
How the Clinic Made Gender: The Medical History of a Transformative Idea by Sandra Eder
adlı eseri ekledi.
11 Aralık 21:14
Yağız Fatih Nazlıer
Languages of Trauma: History, Memory and Media
adlı eseri ekledi.
11 Aralık 21:13
Yağız Fatih Nazlıer
Etienne S. Benson, Surroundings. A History of Environments and Environmentalisms
adlı eseri ekledi.
11 Aralık 21:11
Yağız Fatih Nazlıer
Sasha Mullally and David Wright, Foreign Practices: Immigrant Doctors and the History of Canadian Medicare
adlı eseri ekledi.
11 Aralık 21:10
Yağız Fatih Nazlıer
Diego Armus and Pablo F. Gómez (eds), The Gray Zones of Medicine: Healers and History in Latin America
adlı eseri ekledi.
11 Aralık 21:08
Yağız Fatih Nazlıer
Samir Shaheen-Hussain, Fighting for a Hand to Hold: Confronting Medical Colonialism against Indigenous Children in Canada
adlı eseri ekledi.
09 Aralık 22:15
Doğuş Kılıç
Eski Çağ Ankarası'nda Aphrodite Kültü
adlı eseri beğendi.
08 Aralık 23:19
Yağız Fatih Nazlıer
Susan Grant, Soviet Nightingales: Care Under Communism
adlı eseri ekledi.
08 Aralık 23:16
Yağız Fatih Nazlıer
Sandra Bärnreuther, Substantial Relations: Making Global Reproductive Medicine in Postcolonial India
adlı eseri ekledi.
08 Aralık 23:16
Yağız Fatih Nazlıer
Xiaoping Fang, China and the Cholera Pandemic: Restructuring Society under Mao
adlı eseri düzenledi.
08 Aralık 23:14
Yağız Fatih Nazlıer
Camille Robcis, Disalienation: Politics, Philosophy, and Radical Psychiatry in Postwar France
adlı eseri ekledi.
08 Aralık 23:12
Yağız Fatih Nazlıer
Xiaoping Fang, China and the Cholera Pandemic: Restructuring Society under MaoG
adlı eseri ekledi.
08 Aralık 23:11
Yağız Fatih Nazlıer
Lucy Noakes, Claire Langhamer and Claudia Siebrecht (eds), Total War: An Emotional History (Proceedings of the British Academy)
adlı eseri ekledi.
08 Aralık 23:07
Yağız Fatih Nazlıer
Blake Hill-Saya, Aaron McDuffie Moore: An African American Physician, Educator, and Founder of Durham’s Black Wall Street
adlı eseri ekledi.
08 Aralık 23:05
Yağız Fatih Nazlıer
Joris Vandendriessche and Benoît Majerus (eds), Medical Histories of Belgium. New Narratives on Health, Care and Citizenship in the Nineteenth and Twentieth Centuries
adlı eseri ekledi.
08 Aralık 23:03
Yağız Fatih Nazlıer
Anne Hanley, Jessica Meyer, Patient Voices in Britain, 1840–1948
adlı eseri ekledi.
08 Aralık 23:02
Yağız Fatih Nazlıer
Agnes Arnold-Forster, The Cancer Problem. Malignancy in Nineteenth-Century Britain
adlı eseri ekledi.
Bülent
Bülent
FEVZİOĞLU
FEVZİOĞLU
Paylaş
Araştırmacı ve metin yazarı
Araştırmacı ve metin yazarı
İstatistikler
Yorumlar
Aldığı Atıflar
Eserleri
Özgeçmiş
Araştırmacı-yazar Bülent Fevzioğlu, Kuzey Kıbrıs’ta, bu alandaki çalışmalarını profesyonel anlamda sürdüren bir ilk.
12 Nisan 1959 yılında Mağusa’da dünyaya gelen Bülent, 5 çocuklu ailesinin 4 numarası. Anne Akıle Hanım ile yaşamını balıkçılık ve liman işçiliği yaparak sürdüren baba İbrahim Feyzullah’ın küçük oğullarından biri olan Bülent, ailesiyle birlikte zor ve kırık bir yaşamın ferdi olur. Aileye sık aralıklarla katılan çocuklar, ekonomik sıkıntıların yaşandığı bu dönemde ailenin belini büker. Ancak tüm sıkıntılara rağmen evde eksik olmayan günlük gazetelerle dergiler olur. Okumaya çok düşkün olan baba İbrahim Feyzullah ile anne Akıle Hanım, çocuklarına da okumanın güzelliğini öğretir.
Baba İbrahim Bey’in düşük kazancıyla, kıt kanaat geçinen ailede, öncelikli okuması gerekenler kızlar olur, erkekler nasıl olsa başlarının çaresine bakar, düşüncesi hakim olur. Tek eğlenceleri sokakta arkadaşlarıyla oynadığı oyunlar olan Bülent, 3-4 yaşlarındayken, yoldan geçen arabanın önüne kendini atarak, arabadan daha hızlı olduğunu kanıtlamak isteyince,ezilmekten son anda kurtulur.
İlkokul için Mağusa Gazi İlkokulu’nda eğitime başlayan Bülent, okulu çok sever. Okulda gördükleri ve öğrendikleriyle okumayı daha da çok seven Bülent, başarılı bir öğrenci olur. Okumanın yanında izciliğe de gönül veren Bülent, izcilik faaliyetlerini ve gösterilerini hiç kaçırmaz.
İlkokul eğitiminin ardından, Namık Kemal Lisesi’ne geçen Bülent, 2 buçuk ay süren eğitimin ardından, okuldan ayrılmak zorunda kalır. Çünkü bir iş kazası geçiren baba İbrahim Feyzullah, yatağa mahkum olur ve aile büyük bir ekonomik sıkıntıya düşer. Anneannenin katkılarıyla yaşamlarını sürdüren ailede birileri daha çalışmak zorundadır. Okuldan ayrılan Bülent, henüz 12 yaşında olmasına karşın, Güney Kıbrıs’ta inşaatlarda işçilik yapmaya başlar. 3 yıl boyunca işçi olarak çalışan Bülent, ailesine ekonomik katkıda bulunur.
Takvimler 1974’ü gösterdiğinde, henüz 15 yaşında olan Bülent, askere alınır. Yeni gençlik hevesi ile özenerek uzattığı saçları kendisine sorulmadan zorla sıfıra vurulan Bülent, saçını tekrar uzatmayı başardığında hiç kesmeyeceğine yemin eder. Cephede geçirilen savaş günlerinin ardından tekrar sivil yaşama dönen Bülent, kısa bir süre elektrikçi çıraklığı yapar. Türkiye’de hemşirelik eğitimi gören ablalarının adaya dönmesiyle birlikte, 1976’da askerlik görevini yerine getirmek üzere tekrar askere gider Bülent. Mücahitlik sırasında çok sevdiği okumaya tekrar zaman ayırmayı başaran Bülent, Maksim Gorki’den Yaşar Kemal’e kadar pek çok yazarı okuma fırsatı bulur. Bu dönemde küçük küçük de olsa yaşanmış öyküleri kaleme almaya başlayan Bülent, yazmanın büyüsünü algılar. Askerlik görevini tamamlamasının ardından kendine iş aramaya başlayan Bülent Fevzioğlu, maddi sıkıntılar nedeniyle, sözleşmeli olarak tekrar askerde çalışmaya başlar. Telsiz ve haberleşme bölümünde çalışan Bülent Fevzioğlu, yazdığı küçük öyküleri de gazetelerde yayınlatmaya başlar. Yayıncılığa olan ilgisi nedeniyle Canbulat radyosunda görevlendirilen Bülent Fevzioğlu, 1980’de Türkay Altay’la tanışır. Bu tanışıklık, öyküler yanında türkü ve şarkı sözlerini de taşır Bülent Fevzioğlu’nun yaşamına ve ‘Aramızda İki engel’ türküsüyle yelken açılır yeni bir kulvarda.
80’li yıllar Bülent Fevzioğlu için fantastik şarkılar ve şiir çalışmalarının yoğunlaştığı dönem olur. Ahmet Belevi’yle hayat verdikleri ‘Sensizliğinde’ isimli şiir kaseti Kuzey Kıbrıs’ta bir ilk yaratır. 1981 Bülent Fevzioğlu için her yönden anlamlı olur. Eşi Meryem Hanım’la 3 Ocak 1981’de evlenen Bülent Fevzioğlu’nun tek çocuğu, ‘hayatımın anlamı’ dediği oğlu Bilgi de 6 Temmuz 1981’de dünyaya gelir. Aynı dönemde Kıbrıs Postası’nda yayınlanmaya başlanan ‘Yaşanmış Öyküler’, Bülent Fevzioğlu’nu basın dünyasına kazandırır. İsmet Kotak, Erten Kasımoğlu, Şener Levent ve Musa Kayra gibi basın emekçileriyle çalışmaya başlayan Bülent Fevzioğlu, tutkuyla bağlanır gazeteciliğe. ‘Gazeteciliğin tozunu yutan, bu işten vazgeçemez’ sözünü doğrulatırcasına, kendi yönünü çizmeye başlar Bülent Fevzioğlu. Şiirleri, 1983 yılında Bülent Fevzioğlu’na ilk ödülünü, Gençlerarası Şiir Yarışması’nda birincilikle getirir. Öykülerden röportaja, röportajdan makaleye geçen Bülent Fevzioğlu, 1985’de hızlı bir kararla, sözleşmeli askerlik görevinden ayrılarak gazeteciliğe başlar. Bu dönemde Kıbrıs Postası’nın düzenlediği, ‘İbrahim Zeki Burdurlu Edebiyat Ödülü Şiir Yarışmasında 1.lik ödülü ve Gazeteciler Cemiyeti’nin Gençlik Yılı Basın Teşvik Ödülü de Bülent Fevzioğlu’nun olur. Maraş Emek Tiyatrosu, M.Necati Özkan Vakfı, Dr. Fazıl Küçük, BRT Kurumu ve Vatan Gazetesi’nin çeşitli dönemlerde verdikleri ödüller de Bülent Fevzioğlu için teşvik edici olur.
Kıbrıs Postası’nda başladığı gazeteciliğe 1990’da Ortam’da devam eder Bülent Fevzioğlu.Basın sektörünün ekonomik sıkıntılar yaşadığı bu dönemde, Asil Nadir’in Kıbrıs’ta başlattığı yatırımlardan olan Bozkurt gazetesine Doğan Harman’ın teklifi ile geçen Bülent Fevzioğlu,, hiciv yazıları ile dikkat çeker. ‘Mısssracıklar’ adı altında 4 yıl boyunca sürdürdüğü hiciv şiirleri ve köşe yazılarıyla basın dünyasında kendine iyi bir yer edinir Bülent Fevzioğlu.
Bozkurt gazetesinde, maddi ve manevi anlamda başlayan profesyonel gazetecilik döneminde şiirde Mustafa Doğrusöz’den etkilenen Bülent Fevzioğlu, Bozkurt’un kapanmasıyla birlikte önce Yenigün’e ardından da yeni kurulan Kıbrıs gazetesine geçer. Ancak kısa süreli bu çalışmaların ardından işsiz kalır. Geceler boyunca 3-5 gazete için çeşitli çalışmalar yürüttüğü 2-3 yıllık sıkıntılı dönem, Bülent Fevzioğlu’nun sağlığını tüm yaşamı boyunca olumsuz etkileyecektir.
1994 yılında Erten Kasımoğlu’yla birlikte Vatan’da çalışmaya başlayan Bülent Fevzioğlu, şimdiki başbakan yardımcısı Serdar Denktaş’la tanışır. Kurulan ilk CTP-DP koalisyonunda Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nda Basın-Yayın Sorumlusu olarak görevlendirilen Bülent Fevzioğlu, yaklaşık 3 yıllık çalışmanın ardından, değişen hükümet yapısı nedeniyle, bu görevinden ayrılır. Basın yayın alanındaki çalışmalarına bu görevle birlikte nokta koyan Bülent Fevzioğlu, 1999 Nisan’ında İsmail Bozkurt’la birlikte DAÜ-KAM’da çalışmaya başlar. Araştırmacılık ve bu bağlamda yazın dünyasına geçiş yapan Bülent Fevzioğlu, Romanya, Makedonya, Kırım, Ukrayna, Kazakistan, Türkiye ve Kıbrıs’ta düzenlenen uluslararası sempozyumlara katılarak Kıbrıs Türk edebiyatının varlığını dünyaya duyuranlar arasında yer alır.Bu dönemde kurulan KIBATEK vakfının kurucuları arasında yeralan Bülent Fevzioğlu, bu kültürel ortamda Suna ve Ata Atun’la tanışır. Eski Mağusa ve edebiyat üzerine düşlerini konuşarak başlattıkları dostlukları ve çalışmaları, Bülent Fevzioğlu ile Atun ikilisini biraraya getirir. 21 Ocak 2001 tarihinde üçlü, bir aile vakfı olarak Suna ve Ata Atun, Mağusa Tarihini Araştırma ve Yazın Vakfı’nı kurarlar. SAMTAY Vakfı’nda bulduğu çalışma ortamı Bülent Fevzioğlu için düşlerin gerçeğe dönüşmesidir.
SAMTAY Vakfı’ndan, ‘Tanrının verdiği bir armağan’ olarak söz eden Bülent Fevzioğlu, vakfı Atun’larla birlikte aylarca çalışarak oluşturduklarını ve düzenlediklerini anlatarak, aradan geçen 3 yıllık kısa sürede toplamı 3387 sayfa tutarında ve bilgi-belge-araştırma içerikli 10 yeni kitap hazırlayarak okurlarına sunduklarını vurguluyor.
Kuzey Kıbrıs’ta, profesyonel anlamda araştırmacı olarak çalışarak, yaşamını bu yoldan kazanan tek kişi olan Bülent Fevzioğlu, maddi ve manevi anlamda mutluluğu bu vakıfta bulduğunu ifade ediyor. Huzurlu ve özgür çalışma ortamında, daha pek çok esere imza atmaya hazırlanan Bülent Fevzioğlu, yazın dünyasının başarılı kalemlerinden.
Düşlerini gerçeğe dönüştürmeyi başaran yetenekli kalemlerden biri Bülent Fevzioğlu. Gazeteciliğin tozunu yutmuş herkesin düşüdür gerçekte bir esere imza atmak. Ancak kimisi bunu başarırken, kimisinin sadece hayallerinde kalır. Öyküler ve şiirlerle, gazetecilikle başladığı yolculuğunda araştırmacı yazarlığa geçen Bülent Fevzioğlu, edebiyatın her dalında üretmiş. Ülkemizde pek çok sanatçının seslendirdiği 100’e yakın şarkı ve türkü sözünün sahibi olan Bülent Fevzioğlu, tiyatro eserleri ve çeşitli senaryolara da imza atmış. TMT’nin kuruluş yıllarında 5 bereketçinin yaşanmış trajedisi olan Sular Çekti Onları adlı belgesel ile Hüseyin Akil Hoca belgeseli, BRT tarafından filme çekilerek yayınlandı. ‘UT’ isimli kısa güldürü ile ‘Atatürk Mavisi’ adlı çocuk oyunu sahnelenen Bülent Fevzioğlu, çeşitli zamanlarda, Orhan Murat Arıburnu-Kısa Metrajlı Film Senaryosu Yarışmasında, Su Çürüdü eseri ile 1.lik ödülü, Kocaeli İl Kültür Müdürlüğü Kısa Film Öykü Yarışması’nda, Yalnızlığın Rengi Sarı isimli eseri ile 3. lük ödülü ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın mansiyon ödülünün de sahibi. Yazarın ilk şiir kitabı olan Sancılı Kan Yumağı 1987’de yayınlanmış. Sıla 4’ü anlattığı Bir Tutam Ezgi ise Nisan 1995’te piyasaya sunulmuş.
Eserlerini pekçok ödülle taçlandıran Bülent Fevzioğlu, düşlerini gerçeğe dönüştürdüğü SAMTAY Vakfı bünyesinde de Vakıf Başkanı Suna Atun’la birlikte pek çok esere imza atmış. Bugüne dek toplam 10 esere imza atan ikili, Kıbrıs Türk edebiyat dünyasının değerli araştırmacılarından. İlk eserleri olan 116 İnsan’ın ardından, Bir Yanım Yazı Bir Yanım Şiir, Kıbrıs Türk Halk Edebiyatında Destanlar ve Ağıtlar, Özgürlük ve Barış 27 Yaşında, Kıbrıslı Türklerde Sportif Etkinliklerin Başlangıcı ve Kıbrıs Türk Futbolunda Tarihsel Kesitler ile son olarak Kıbrıs Türk Edebiyatında Öykünün 107 Yıllık Kronolojik-Antolojik Tarihsel Süreci isimli eser yer alır. İsmail Bozkurt ile de Kıbatek Süreci isimli eseri bulunan Bülent Fevzioğlu, durmaksızın üreten bir yazar.
Yaşamın bittiği noktada sonlanan düşler, yeni üretimlerin kaynağı. İstek ve çalışma azminin hiç kırılmadan devam ettiği insanlardan olan Bülent Fevzioğlu, izdüşümünü en güzel şekilde bu dünyaya bırakanlardan.
Araştırmacı-yazar Bülent Fevzioğlu, Kuzey Kıbrıs’ta, bu alandaki çalışmalarını profesyonel anlamda sürdüren bir ilk. 12 Nisan 1959 yılında Mağusa’da dünyaya gelen Bülent, 5 çocuklu ailesinin 4 numarası. Anne Akıle Hanım ile yaşamını balıkçılık ve liman işçiliği yaparak sürdüren baba İbrahim Feyzullah’ın küçük oğullarından biri olan Bülent, ailesiyle birlikte zor ve kırık bir yaşamın ferdi olur. Aileye sık aralıklarla katılan çocuklar, ekonomik sıkıntıların yaşandığı bu dönemde ailenin belini büker. Ancak tüm sıkıntılara rağmen evde eksik olmayan günlük gazetelerle dergiler olur. Okumaya çok düşkün olan baba İbrahim Feyzullah ile anne Akıle Hanım, çocuklarına da okumanın güzelliğini öğretir. Baba İbrahim Bey’in düşük kazancıyla, kıt kanaat geçinen ailede, öncelikli okuması gerekenler kızlar olur, erkekler nasıl olsa başlarının çaresine bakar, düşüncesi hakim olur. Tek eğlenceleri sokakta arkadaşlarıyla oynadığı oyunlar olan Bülent, 3-4 yaşlarındayken, yoldan geçen arabanın önüne kendini atarak, arabadan daha hızlı olduğunu kanıtlamak isteyince,ezilmekten son anda kurtulur. İlkokul için Mağusa Gazi İlkokulu’nda eğitime başlayan Bülent, okulu çok sever. Okulda gördükleri ve öğrendikleriyle okumayı daha da çok seven Bülent, başarılı bir öğrenci olur. Okumanın yanında izciliğe de gönül veren Bülent, izcilik faaliyetlerini ve gösterilerini hiç kaçırmaz. İlkokul eğitiminin ardından, Namık Kemal Lisesi’ne geçen Bülent, 2 buçuk ay süren eğitimin ardından, okuldan ayrılmak zorunda kalır. Çünkü bir iş kazası geçiren baba İbrahim Feyzullah, yatağa mahkum olur ve aile büyük bir ekonomik sıkıntıya düşer. Anneannenin katkılarıyla yaşamlarını sürdüren ailede birileri daha çalışmak zorundadır. Okuldan ayrılan Bülent, henüz 12 yaşında olmasına karşın, Güney Kıbrıs’ta inşaatlarda işçilik yapmaya başlar. 3 yıl boyunca işçi olarak çalışan Bülent, ailesine ekonomik katkıda bulunur. Takvimler 1974’ü gösterdiğinde, henüz 15 yaşında olan Bülent, askere alınır. Yeni gençlik hevesi ile özenerek uzattığı saçları kendisine sorulmadan zorla sıfıra vurulan Bülent, saçını tekrar uzatmayı başardığında hiç kesmeyeceğine yemin eder. Cephede geçirilen savaş günlerinin ardından tekrar sivil yaşama dönen Bülent, kısa bir süre elektrikçi çıraklığı yapar. Türkiye’de hemşirelik eğitimi gören ablalarının adaya dönmesiyle birlikte, 1976’da askerlik görevini yerine getirmek üzere tekrar askere gider Bülent. Mücahitlik sırasında çok sevdiği okumaya tekrar zaman ayırmayı başaran Bülent, Maksim Gorki’den Yaşar Kemal’e kadar pek çok yazarı okuma fırsatı bulur. Bu dönemde küçük küçük de olsa yaşanmış öyküleri kaleme almaya başlayan Bülent, yazmanın büyüsünü algılar. Askerlik görevini tamamlamasının ardından kendine iş aramaya başlayan Bülent Fevzioğlu, maddi sıkıntılar nedeniyle, sözleşmeli olarak tekrar askerde çalışmaya başlar. Telsiz ve haberleşme bölümünde çalışan Bülent Fevzioğlu, yazdığı küçük öyküleri de gazetelerde yayınlatmaya başlar. Yayıncılığa olan ilgisi nedeniyle Canbulat radyosunda görevlendirilen Bülent Fevzioğlu, 1980’de Türkay Altay’la tanışır. Bu tanışıklık, öyküler yanında türkü ve şarkı sözlerini de taşır Bülent Fevzioğlu’nun yaşamına ve ‘Aramızda İki engel’ türküsüyle yelken açılır yeni bir kulvarda. 80’li yıllar Bülent Fevzioğlu için fantastik şarkılar ve şiir çalışmalarının yoğunlaştığı dönem olur. Ahmet Belevi’yle hayat verdikleri ‘Sensizliğinde’ isimli şiir kaseti Kuzey Kıbrıs’ta bir ilk yaratır. 1981 Bülent Fevzioğlu için her yönden anlamlı olur. Eşi Meryem Hanım’la 3 Ocak 1981’de evlenen Bülent Fevzioğlu’nun tek çocuğu, ‘hayatımın anlamı’ dediği oğlu Bilgi de 6 Temmuz 1981’de dünyaya gelir. Aynı dönemde Kıbrıs Postası’nda yayınlanmaya başlanan ‘Yaşanmış Öyküler’, Bülent Fevzioğlu’nu basın dünyasına kazandırır. İsmet Kotak, Erten Kasımoğlu, Şener Levent ve Musa Kayra gibi basın emekçileriyle çalışmaya başlayan Bülent Fevzioğlu, tutkuyla bağlanır gazeteciliğe. ‘Gazeteciliğin tozunu yutan, bu işten vazgeçemez’ sözünü doğrulatırcasına, kendi yönünü çizmeye başlar Bülent Fevzioğlu. Şiirleri, 1983 yılında Bülent Fevzioğlu’na ilk ödülünü, Gençlerarası Şiir Yarışması’nda birincilikle getirir. Öykülerden röportaja, röportajdan makaleye geçen Bülent Fevzioğlu, 1985’de hızlı bir kararla, sözleşmeli askerlik görevinden ayrılarak gazeteciliğe başlar. Bu dönemde Kıbrıs Postası’nın düzenlediği, ‘İbrahim Zeki Burdurlu Edebiyat Ödülü Şiir Yarışmasında 1.lik ödülü ve Gazeteciler Cemiyeti’nin Gençlik Yılı Basın Teşvik Ödülü de Bülent Fevzioğlu’nun olur. Maraş Emek Tiyatrosu, M.Necati Özkan Vakfı, Dr. Fazıl Küçük, BRT Kurumu ve Vatan Gazetesi’nin çeşitli dönemlerde verdikleri ödüller de Bülent Fevzioğlu için teşvik edici olur. Kıbrıs Postası’nda başladığı gazeteciliğe 1990’da Ortam’da devam eder Bülent Fevzioğlu.Basın sektörünün ekonomik sıkıntılar yaşadığı bu dönemde, Asil Nadir’in Kıbrıs’ta başlattığı yatırımlardan olan Bozkurt gazetesine Doğan Harman’ın teklifi ile geçen Bülent Fevzioğlu,, hiciv yazıları ile dikkat çeker. ‘Mısssracıklar’ adı altında 4 yıl boyunca sürdürdüğü hiciv şiirleri ve köşe yazılarıyla basın dünyasında kendine iyi bir yer edinir Bülent Fevzioğlu. Bozkurt gazetesinde, maddi ve manevi anlamda başlayan profesyonel gazetecilik döneminde şiirde Mustafa Doğrusöz’den etkilenen Bülent Fevzioğlu, Bozkurt’un kapanmasıyla birlikte önce Yenigün’e ardından da yeni kurulan Kıbrıs gazetesine geçer. Ancak kısa süreli bu çalışmaların ardından işsiz kalır. Geceler boyunca 3-5 gazete için çeşitli çalışmalar yürüttüğü 2-3 yıllık sıkıntılı dönem, Bülent Fevzioğlu’nun sağlığını tüm yaşamı boyunca olumsuz etkileyecektir. 1994 yılında Erten Kasımoğlu’yla birlikte Vatan’da çalışmaya başlayan Bülent Fevzioğlu, şimdiki başbakan yardımcısı Serdar Denktaş’la tanışır. Kurulan ilk CTP-DP koalisyonunda Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nda Basın-Yayın Sorumlusu olarak görevlendirilen Bülent Fevzioğlu, yaklaşık 3 yıllık çalışmanın ardından, değişen hükümet yapısı nedeniyle, bu görevinden ayrılır. Basın yayın alanındaki çalışmalarına bu görevle birlikte nokta koyan Bülent Fevzioğlu, 1999 Nisan’ında İsmail Bozkurt’la birlikte DAÜ-KAM’da çalışmaya başlar. Araştırmacılık ve bu bağlamda yazın dünyasına geçiş yapan Bülent Fevzioğlu, Romanya, Makedonya, Kırım, Ukrayna, Kazakistan, Türkiye ve Kıbrıs’ta düzenlenen uluslararası sempozyumlara katılarak Kıbrıs Türk edebiyatının varlığını dünyaya duyuranlar arasında yer alır.Bu dönemde kurulan KIBATEK vakfının kurucuları arasında yeralan Bülent Fevzioğlu, bu kültürel ortamda Suna ve Ata Atun’la tanışır. Eski Mağusa ve edebiyat üzerine düşlerini konuşarak başlattıkları dostlukları ve çalışmaları, Bülent Fevzioğlu ile Atun ikilisini biraraya getirir. 21 Ocak 2001 tarihinde üçlü, bir aile vakfı olarak Suna ve Ata Atun, Mağusa Tarihini Araştırma ve Yazın Vakfı’nı kurarlar. SAMTAY Vakfı’nda bulduğu çalışma ortamı Bülent Fevzioğlu için düşlerin gerçeğe dönüşmesidir. SAMTAY Vakfı’ndan, ‘Tanrının verdiği bir armağan’ olarak söz eden Bülent Fevzioğlu, vakfı Atun’larla birlikte aylarca çalışarak oluşturduklarını ve düzenlediklerini anlatarak, aradan geçen 3 yıllık kısa sürede toplamı 3387 sayfa tutarında ve bilgi-belge-araştırma içerikli 10 yeni kitap hazırlayarak okurlarına sunduklarını vurguluyor. Kuzey Kıbrıs’ta, profesyonel anlamda araştırmacı olarak çalışarak, yaşamını bu yoldan kazanan tek kişi olan Bülent Fevzioğlu, maddi ve manevi anlamda mutluluğu bu vakıfta bulduğunu ifade ediyor. Huzurlu ve özgür çalışma ortamında, daha pek çok esere imza atmaya hazırlanan Bülent Fevzioğlu, yazın dünyasının başarılı kalemlerinden. Düşlerini gerçeğe dönüştürmeyi başaran yetenekli kalemlerden biri Bülent Fevzioğlu. Gazeteciliğin tozunu yutmuş herkesin düşüdür gerçekte bir esere imza atmak. Ancak kimisi bunu başarırken, kimisinin sadece hayallerinde kalır. Öyküler ve şiirlerle, gazetecilikle başladığı yolculuğunda araştırmacı yazarlığa geçen Bülent Fevzioğlu, edebiyatın her dalında üretmiş. Ülkemizde pek çok sanatçının seslendirdiği 100’e yakın şarkı ve türkü sözünün sahibi olan Bülent Fevzioğlu, tiyatro eserleri ve çeşitli senaryolara da imza atmış. TMT’nin kuruluş yıllarında 5 bereketçinin yaşanmış trajedisi olan Sular Çekti Onları adlı belgesel ile Hüseyin Akil Hoca belgeseli, BRT tarafından filme çekilerek yayınlandı. ‘UT’ isimli kısa güldürü ile ‘Atatürk Mavisi’ adlı çocuk oyunu sahnelenen Bülent Fevzioğlu, çeşitli zamanlarda, Orhan Murat Arıburnu-Kısa Metrajlı Film Senaryosu Yarışmasında, Su Çürüdü eseri ile 1.lik ödülü, Kocaeli İl Kültür Müdürlüğü Kısa Film Öykü Yarışması’nda, Yalnızlığın Rengi Sarı isimli eseri ile 3. lük ödülü ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın mansiyon ödülünün de sahibi. Yazarın ilk şiir kitabı olan Sancılı Kan Yumağı 1987’de yayınlanmış. Sıla 4’ü anlattığı Bir Tutam Ezgi ise Nisan 1995’te piyasaya sunulmuş. Eserlerini pekçok ödülle taçlandıran Bülent Fevzioğlu, düşlerini gerçeğe dönüştürdüğü SAMTAY Vakfı bünyesinde de Vakıf Başkanı Suna Atun’la birlikte pek çok esere imza atmış. Bugüne dek toplam 10 esere imza atan ikili, Kıbrıs Türk edebiyat dünyasının değerli araştırmacılarından. İlk eserleri olan 116 İnsan’ın ardından, Bir Yanım Yazı Bir Yanım Şiir, Kıbrıs Türk Halk Edebiyatında Destanlar ve Ağıtlar, Özgürlük ve Barış 27 Yaşında, Kıbrıslı Türklerde Sportif Etkinliklerin Başlangıcı ve Kıbrıs Türk Futbolunda Tarihsel Kesitler ile son olarak Kıbrıs Türk Edebiyatında Öykünün 107 Yıllık Kronolojik-Antolojik Tarihsel Süreci isimli eser yer alır. İsmail Bozkurt ile de Kıbatek Süreci isimli eseri bulunan Bülent Fevzioğlu, durmaksızın üreten bir yazar. Yaşamın bittiği noktada sonlanan düşler, yeni üretimlerin kaynağı. İstek ve çalışma azminin hiç kırılmadan devam ettiği insanlardan olan Bülent Fevzioğlu, izdüşümünü en güzel şekilde bu dünyaya bırakanlardan.
http://www.erguclu.eu/yasaminicinden/bulentfevzioglu.htm
http://www.erguclu.eu/yasaminicinden/bulentfevzioglu.htm
Güncelleyen:
Zeynep Pakize Semiz
Gönder
Daha fazla yorum getir
Eserler yükleniyor...
Meltem Onurkan SAMANİ
Kıbrıs'ta Bir Sömürge Kurumu: Kavanin Meclisi (1882-1931)
Ankara, 2007, DOKTORA.
Tez
Türkçe
Akdeniz
Tarih
20. yy
Osmanlı
19. yy
Bu Tez
869
kez
görüntülendi.
×
Değişiklikler