Toprak Mahkumları

Kitap Türkçe Roman×

Künye:

Yazarlar:

Sıtkı Şükrü Pamirtan

Ekle

Emeği Geçenler:

Ekle

Yayın Yılı:

1938

Yayın Yeri:

İzmir

Yayıncı:

Meşher Basımevi

Cilt:

Basım Kaydı:

Sayfa Sayısı:

153

ISBN:

İçerik Dosyası:

Web adresi:

Web adresi henüz eklenmemiş. Eklemek için düzenle simgesine tıklayınız.

Operatör:

Selin Ayyıldız

Güncelleyen:

Selin Ayyıldız

Özet:

Alaşehir'in Tepeköy'ünde geçen roman, köylülerin arasındaki diyalogla aktarılan eşkıyalardan yakınmayla başlar. Çünkü köyde paşanın askerleri tarafından sık sık baskınlar olmakta ve sayıca oldukça çok olan eşkıyalar yakalanmaya çalışılmakta, ancak çok da başarılı olunamamaktadır. Bu durum köy halkını tedirgin etmektedir. Romanın başındaki konuşmalarında bu konuya yer veren kişilerden biri kitabın baş karakterlerinden olan Hasan'dır.
Hasan'ın kısa bir süre içinde düğünü olacaktır ve bahsedilen eşkıyaların düğünü basmasından ve Ayşe'sine kavuşması konusunda çıkabilecek herhangi bir sorun ihtimalinden tedirgindir. Hasan, Sağdıç olarak bahsedilen karakterle yol boyunca bu durum hakkında konuşurken Hasan'ın babası olan Hacı dayının evine giderler. Sağdıç, düğüne kadar onların misafiri olacaktır.
Hacı dayı ile Sağdıç arasında geçen konuşmalarda Hacı dayı, evli olduğu Elif teyzenin aslında Hasan'ın öz annesi olmadığını, baldızı olduğunu, ancak eşini (Fatma'yı) kaybettikten sonra Hasan'a bakması ve birbirlerine yoldaş olmaları için onunla evlendiğini söyler. Romanın bu kısmında düğüne kadarki ortam, hazırlıklar ve düğün anının betimlemeleri yapılır. Şenlikler içinde gerçekleşen düğünle iki aile arasında kan ve şeref ortaklığı başlamış bulunmaktadır.
Düğünden iki yıl sonra, bir köy odasında romanda sık sık yer verildiği gibi devletin halkla hiç ilgilenmediğinden, yalnızca vergi için kapılarına geldiklerinden, oysaki maddi açıdan köyde ciddi bir sıkıntının varlığından, sarayın ve İstanbul'unsa aksine refah içinde ve sıkıntısız bir yaşama sahip olduğundan yakınılmaktadır. Bu konuşmaların gerçekleştiği sırada Hacı dayıya ikiz oğlanlara dede olduğu müjdesi gelir. Ancak ömrü sadece onları görebilmeye yetmiştir. İki hayatın gelip bir hayatın huzura kavuştuğu evde sevinç ve hüzün aynı anda yaşanmakta, ilginç duygulara sebep olmaktadır. Hacı dayının ismini yaşatmak için, Anadolu'daki ikizlerin yaşamayacağı inancından dolayı ikizlerden ikisine de Mehmet adı verilmiştir.
İkizler yaklaşık iki aylık olduklarında ise Yemen ve Arnavutluk'ta isyan haberi yayılmış, bu durum Hasan ve Ayşe'yi çok tedirgin etmiştir. Çünkü o zamana kadar Yemen'e giden kimse geri gelmemiş, onlardan haber alınamamıştır. Ancak korktukları başlarına gelir. Hasan ve onun gibi birçok kişi daha Yemen'e götürülür. Hasan'ın Yemen'e gitmesinden sonra ondan yalnızca tek bir mektup gelir ve daha sonra uzunca bir süre hiç ses çıkmaz. Bu zaman zarfında Ayşe'nin elinden neyi varsa zamanında dost bildikleri tarafından bile alınır. Ayşe ve Elif teyzenin çok zor, acınası günleri başlamıştır. Ancak Elif teyze de bir süre sonra Ayşe'yi ikizleriyle başbaşa bırakacak ve hayattan ayrılacaktır. Ayşe ciddi bir yoklukla karşı karşıya kalır.
Bu sıralarda hürriyet sevinci dalga halinde yayılmaya başlamış, yeni bir istikbalin kapıları aralanmıştır. Ortamın da biraz rahatlamasıyla Ayşe'nin asker olup Rumeli'ye giden kardeşi fırsattan yararlanmış ve Ayşe'nin yanına gelmiştir. Köy'ün büyükleri Osman'ın tekrar gitmesini istememekte, hizmetini yeterli bulmakta, köyde hiç erkek kalmadığından yakınmakta ve toprağın başına geçmesi gerektiğini düşünmektelerdir. Ancak Osman böyle bir düşünce içinde değildir ve zaten zabit olmak isteyen ikizlerden biriyle birlikte İstanbul'a doğru yola çıkarlar. Mehmet orada bir okula kaydolduktan sonra dayısı Osman İstanbul'dan ayrılarak Selanik'deki vazifesine geri döner. Buradan itibaren kitabın ikinci bölümü başlar.
İkinci bölümün başında Çanakkale'deki savaşa yer verilmiş ve Türk askerinin kahramanlığı anlatılmıştır. Osman da bu savaşta vatan uğruna canını vermeye hazır askerlerdendir. Zafer haberiyle bayram havası hakim olur ve alaylar diğer cephelere dağıtılır. Halkın Milli Mücadeleye ve Mustafa Kemal'e olan inancının, savaşlardaki zor şartların, Türk halkına yapılan eziyetlerin, zaman zaman mağlubiyetlerin ve zaferlerin anlatıldığı kısımlardan sonra Sakarya Meydan Muharebesi de kazanılmıştır. Başkomutanlık Meydan Muharebesinde ise zamanında okumayıp toprakla uğraşmayı seçmiş olan ikizlerden tombul Mehmet şehit olmuştur. Yüzbaşı Mehmet ise bir gün yeni gelen neferlerin künyesi okunurken Alaşehir'in Tepeköy'ünden Hacıdayı oğlu Hasan çavuş sözleriyle irkilmiş, yıllar sonra kavuşan baba-oğul orada kucaklaşmışlardır.
Daha sonra Alaşehir'e yol alan süvarilerimiz bir Yunan neferinin boğmaya çalıştığı kadın çığlığına yardıma koşmuştur. Yunan neferinin canını alan Mehmet, kurtardığı kadının annesi olduğunu görünce babasına seslenmiş, ve bir kişi eksikle kucaklaşmışlardır. Eşini ve oğlunu bir daha bırakmak istemeyen Ayşe de onlarla yola koyulmuş, vatanın düşmandan temizlenmesinden sonra İzmir kışlasına Ayşe'nin koynundan çıkan Türk bayrağı Hasan tarafından çekilmiş ve "Yaşasın Cumhuriyet!" sözleri kulaklarda çınlamıştır.
(Selin Ayyıldız - Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü)

Alaşehir'in Tepeköy'ünde geçen roman, köylülerin arasındaki diyalogla aktarılan eşkıyalardan yakınmayla başlar. Çünkü köyde paşanın askerleri tarafından sık sık baskınlar olmakta ve sayıca oldukça çok olan eşkıyalar yakalanmaya çalışılmakta, ancak çok da başarılı olunamamaktadır. Bu durum köy halkını tedirgin etmektedir. Romanın başındaki konuşmalarında bu konuya yer veren kişilerden biri kitabın baş karakterlerinden olan Hasan'dır. 
	Hasan'ın kısa bir süre içinde düğünü olacaktır ve bahsedilen eşkıyaların düğünü basmasından ve Ayşe'sine kavuşması konusunda çıkabilecek herhangi bir sorun ihtimalinden tedirgindir. Hasan, Sağdıç olarak bahsedilen karakterle yol boyunca bu durum hakkında konuşurken Hasan'ın babası olan Hacı dayının evine giderler. Sağdıç, düğüne kadar onların misafiri olacaktır. 
	Hacı dayı ile Sağdıç arasında geçen konuşmalarda Hacı dayı, evli olduğu Elif teyzenin aslında Hasan'ın öz annesi olmadığını, baldızı olduğunu, ancak eşini (Fatma'yı) kaybettikten sonra Hasan'a bakması ve birbirlerine yoldaş olmaları için onunla evlendiğini söyler.  Romanın bu kısmında düğüne kadarki ortam, hazırlıklar ve düğün anının betimlemeleri yapılır. Şenlikler içinde gerçekleşen düğünle iki aile arasında kan ve şeref ortaklığı başlamış bulunmaktadır. 
	Düğünden iki yıl sonra, bir köy odasında romanda sık sık yer verildiği gibi devletin halkla hiç ilgilenmediğinden, yalnızca vergi için kapılarına geldiklerinden, oysaki maddi açıdan köyde ciddi bir sıkıntının varlığından, sarayın ve İstanbul'unsa aksine refah içinde ve sıkıntısız bir yaşama sahip olduğundan yakınılmaktadır. Bu konuşmaların gerçekleştiği sırada  Hacı dayıya ikiz oğlanlara dede olduğu müjdesi gelir. Ancak ömrü sadece onları görebilmeye yetmiştir. İki hayatın gelip bir hayatın huzura kavuştuğu evde sevinç ve hüzün aynı anda yaşanmakta, ilginç duygulara sebep olmaktadır. Hacı dayının ismini yaşatmak için, Anadolu'daki ikizlerin yaşamayacağı inancından dolayı ikizlerden ikisine de Mehmet adı verilmiştir. 
	İkizler yaklaşık iki aylık olduklarında ise Yemen ve Arnavutluk'ta isyan haberi yayılmış, bu durum Hasan ve Ayşe'yi çok tedirgin etmiştir. Çünkü o zamana kadar Yemen'e giden kimse geri gelmemiş, onlardan haber alınamamıştır. Ancak korktukları başlarına gelir.  Hasan ve onun gibi birçok kişi daha Yemen'e götürülür. Hasan'ın Yemen'e gitmesinden sonra ondan yalnızca tek bir mektup gelir ve daha sonra uzunca bir süre hiç ses çıkmaz. Bu zaman zarfında Ayşe'nin elinden neyi varsa zamanında dost bildikleri tarafından bile alınır. Ayşe ve Elif teyzenin çok zor, acınası günleri başlamıştır. Ancak Elif teyze de bir süre sonra Ayşe'yi ikizleriyle başbaşa bırakacak ve hayattan ayrılacaktır. Ayşe ciddi bir yoklukla karşı karşıya kalır. 
	Bu sıralarda hürriyet sevinci dalga halinde yayılmaya başlamış, yeni bir istikbalin kapıları aralanmıştır. Ortamın da biraz rahatlamasıyla Ayşe'nin asker olup Rumeli'ye giden kardeşi fırsattan yararlanmış ve Ayşe'nin yanına gelmiştir. Köy'ün  büyükleri Osman'ın tekrar gitmesini istememekte, hizmetini yeterli bulmakta, köyde hiç erkek kalmadığından yakınmakta ve toprağın başına geçmesi gerektiğini düşünmektelerdir. Ancak Osman böyle bir düşünce içinde değildir ve zaten zabit olmak isteyen ikizlerden biriyle birlikte İstanbul'a doğru yola çıkarlar. Mehmet orada bir okula kaydolduktan sonra dayısı Osman İstanbul'dan ayrılarak Selanik'deki vazifesine geri döner. Buradan itibaren kitabın ikinci bölümü başlar. 
	İkinci bölümün başında Çanakkale'deki savaşa yer verilmiş ve Türk askerinin kahramanlığı anlatılmıştır. Osman da bu savaşta vatan uğruna canını vermeye hazır askerlerdendir. Zafer haberiyle bayram havası hakim olur ve alaylar diğer cephelere dağıtılır. Halkın Milli Mücadeleye ve Mustafa Kemal'e olan inancının, savaşlardaki zor şartların, Türk halkına yapılan eziyetlerin, zaman zaman mağlubiyetlerin ve zaferlerin anlatıldığı kısımlardan sonra Sakarya Meydan Muharebesi de kazanılmıştır. Başkomutanlık Meydan Muharebesinde ise zamanında okumayıp toprakla uğraşmayı seçmiş olan ikizlerden tombul Mehmet şehit olmuştur. Yüzbaşı Mehmet ise bir gün yeni gelen neferlerin künyesi okunurken Alaşehir'in Tepeköy'ünden Hacıdayı oğlu Hasan çavuş sözleriyle irkilmiş, yıllar sonra kavuşan baba-oğul orada kucaklaşmışlardır. 
	Daha sonra Alaşehir'e yol alan süvarilerimiz bir Yunan neferinin boğmaya çalıştığı kadın çığlığına yardıma koşmuştur. Yunan neferinin canını alan Mehmet, kurtardığı kadının annesi olduğunu görünce babasına seslenmiş, ve bir kişi eksikle kucaklaşmışlardır. Eşini ve oğlunu bir daha bırakmak istemeyen Ayşe de onlarla yola koyulmuş, vatanın düşmandan temizlenmesinden sonra İzmir kışlasına Ayşe'nin koynundan çıkan Türk bayrağı Hasan tarafından çekilmiş ve "Yaşasın Cumhuriyet!" sözleri kulaklarda çınlamıştır.
(Selin Ayyıldız - Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü)

Emir Öykü Kıyak 11 Aralık 2017 Pazartesi 23:02

Sıtkı Şükrü Pamirtan “Toprak Mahkumları” adlı eseriyle adeta istiklal öncesi Anadolu portresi çizmiştir. Yaptığı betimlemeler ve özenle aktardığı diyaloglar Anadolu insanının hangi şartlarda küllerin... Daha fazla göster »

Kübra Güntay 04 Aralık 2016 Pazar 21:49

Sıtkı Şükrü Pamirtan'ın Toprak Mahkumları adlı eseri milli mücadele döneminde köylünün yaşadığı zorlukları, devlet durumunu, iç karışıklıkları konu almaktadır. halk bu dönem içerisinde büyük maddi sı... Daha fazla göster »

Eylem Uyanıktürk 24 Nisan 2016 Pazar 22:39

Sıtkı Şükrü Pamirtan’ın Toprak Mahkûmları adlı romanı 1938 yılında yayımlanmıştır. 1880 ile 1923 yıllarını anlatan romanda çoğunlukla köylülerin savaş öncesi dönemde dönemin zorluklarından, savaş yıl... Daha fazla göster »

Filiz Sağır 04 Aralık 2015 Cuma 16:41

Sıktı Şükrü Pamirtan’ın Toprak Mahkûmları adlı eseri 1938 yılında yayınlanmış, 1880-1923 yılları arası millî mücadele dönemi köylü insanının yaşadığı zorlukları, sıkıntıları konu almaktadır. Sıtkı Şü... Daha fazla göster »

Songül Yeşil 29 Kasım 2015 Pazar 23:39

Toprak mahkumları 1880 – 1923 yılları arasında Anadolu’da inleyen Türk köylüsünün yaşadığı trajik bir hayatın iç yüzünü anlatıyor.
Eser iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda köy ve ana karakterler t... Daha fazla göster »

Filiz Sağır 29 Kasım 2015 Pazar 17:35

Firdevs Ayça Aytekin 25 Nisan 2015 Cumartesi 13:07

Sıtkı Şükrü Pamirtan’ın 1938’de yayınlanan Toprak Mahkumları romanı 1880-1923 milli mücadele yıllarını anlatır. Şüphesiz okuyucular yazarın o dönemki meslektaşlarından farklı bir üslubu olduğunu göre... Daha fazla göster »

Kıymet Altun 30 Kasım 2014 Pazar 09:56

1880-1923 yıllarını anlatan ve adını padişah tarafından toprağa mahkum edilmiş köylülerden alan Sıtkı Şükrü Pamirtan'ın bu kitabı köylü halkının yokluk içinde yaşam mücadeleleri verirken bir de vatan... Daha fazla göster »

Selin Ayyıldız 25 Mayıs 2014 Pazar 11:38

Sıtkı Şükrü Pamirtan'ın Toprak Mahkumları kitabı önsözünde de belirtildiği gibi Anadolu'da inleyen Türk köylüsünün yaşadığı acıklı bir hayatın iç yüzünü anlatmaktadır. Kitaptaki değinilen esas noktal... Daha fazla göster »

Bu eser henüz bir kaynakçada yer almıyor.

Sıtkı Şükrü Pamirtan'ın "Toprak Mahkumları" adlı romanında Ayşe ve Hasan'ın ikizlere Mehmet adını vermelerindeki sebep nedir?

Hasan'ı öz annesi gibi büyüten Elif teyzenin ricası

Dedeleri olan Hacı dayının adını yaşatma isteği

Dönemde Mehmet isminin çok kişi tarafından tercih edilmesi

Mehmet ismindekilerin uzun yaşayacağı düşüncesi

Yaptığı atıflar
Aldığı atıflar

Atıf yapılan eser:

Bu eserin yaptığı atıf bulunmuyor.

Bu eserin aldığı atıf bulunmuyor.

Son Bir Ay

Tüm Zamanlar

Ziyaretçi Sayısı:

Sayfa Görüntüleme Sayısı:

Ortalama Sayfa Görüntüleme Sayısı:

Sayfada Geçirilen Ortalama Süre:

Beğeni İstatistikleri

Beğenen Üye Sayısı:

E-öğrenme İstatistikleri

Bu Esere Ait Soru Sayısı:

Bu Esere Ait Doğru Cevap Sayısı:

Atıf İstatistikleri

Toplam Atıf:

Makalelerde Yapılan:

Tezlerde Yapılan:

Kitaplarda Yapılan:

Dergilerde Yapılan:

Web Sitelerinde Yapılan: