Kurtuluş Halas

Kitap Türkçe

Künye:

Yazarlar:

Mehmet Rauf

Ekle

Emeği Geçenler:

Ekle

Yayın Yılı:

2010

Yayın Yeri:

istanbul

Yayıncı:

Antik Kutap

Cilt:

Basım Kaydı:

Sayfa Sayısı:

301

ISBN:

İçerik Dosyası:

Web adresi:

Web adresi henüz eklenmemiş. Eklemek için düzenle simgesine tıklayınız.

Operatör:

Hatice Avci

Güncelleyen:

Tuğba Demir

Özet:

Nihat uzunca boylu, biraz etli, kırmızı yanaklı, gür ve kestane saçlı bir delikanlı idi. Babasından kalan mirası satmak için İzmir`e gelmişti. Ama müşteriyle anlaşamadığı için bir müddet erteledi. Tabi aynı mahallede bulunan Beatrice de Nihat`ın aklını kurcalıyordu. Beatrice Daster adında bir tüccarın kızıydı.Hareket ve tavırlarıyla Nihat`ı kendisine çekiyordu. Nihat evlerine gittiği müddetçe onu yakından takip ediyordu. Babasıyla da sıkı bir muhabbet içindeydi. Mütareke ilan edileli henüz beş gün olmuştu. Savaş koşullarında kapalı olan İzmir limanı şimdi gemi gelecek heyecanı ile sallanıyordu. Pansiyon görevlisi Nihat`ı bu bahaneyle uyandırdı. Öğlene doğru uyanan Nihat şimdi dokuzda uyanmış ve hazırlanmıştı. Limana indiğinde orasını hiç böyle kalabalık görmemişti. Nihayet gemiler göründü fakat bunlar koyu renkli savaş gemileriydi. İçinden inenler ise Rum`du. Ve millet büyük bir heyecan içinde karşıladı bu olayı ve `Yaşasın Venizelos nidaları yükselmeye başladı. Bunu gören Nihat`ın kanı beynine sıçradı. O sırada yanında olan arkadaşı Kemal Mümtaz onu zor sakinleştirdi.Kemal Mümtaz çok ateşli bir gençti. Nihat onu sever ve sayardı fakat bu olaydan sonra bir toplantıda amacının dışında olduğunu fark edince ona çok kızmıştı. O topluluktan uzaklaşıp Beatrice `nin evine gitti. Bay Daster bahçedeydi. Bugünkü konu açılınca Türklerin mağlub bir millet olduğunu ve hep öyle kalacaklarını sert bir dille söyledi. Beatrice o gün Nihat`la hiç konuşmadı. Nihat`ın görebileceği bir şekilde salonda bir şeylerle uğraştı. Bu konuşmayı devam ettiremeyen ,çıkmak üzere olan Nihat, salonda Venizolos`un tablosunu gördü üstelik görmesi için Beatrice, tablonun altına mum bırakmıştı. Nihat deniz kıyısına gitti ve orada bundan sonra sadece vatan için çalışmaya yemin etti. Kaldığı pansiyondan ayrıldı. Her zaman gittiği lokantaya gitmez oldu sadece onu görmemek için . Ertesi günlerde Kemal Mümtaz onun bu haliyle dalga geçer gibi bir yere yönlendirdi. Orada vatanı kurtarmak için çalıştıklarını ve harita çizdiklerini söyledi. Nihat doğruca oraya gitti harita çiziminin iyi olduğunu ve yardım edebileceğini söyledi. Orada konuşan Miralay Emin Bey`in konuşması Nihat`ın çok hoşuna gitti ve o günden sonra birlikte çalışmaya başladılar. İkisi iyi anlaşıyor ve fikirleri uyuşuyordu. Her akşam Nihat onu Karşıyaka vapuruna bindirip kendisi kaldığı yere geliyordu. Günler böyle geçti. Nihat Emin Bey`i vapura bıraktıktan sonra bir garson gelerek bir bayanın onu görmek istediğini söyledi. Nihat garsonu takip etti ve onu gördü. Beatrice ! Beatrice !Nihat`a neden ondan uzaklaştığını ve haber vermeden gittiğini sordu. Nihat olanı biteni anlattı, sebepleri sıraladı. Beatrice olayın öyle olmadığını ve o resmi kaldırmak için uğraştığını ve o arada Nihat`ın gittiğini söyledi. Tekrar eve gelmesi için ısrar etti fakat Nihat birkaç güne İstanbul`a gideceğini söyledi. Evet Emin Bey gidip vatana faydalı olması için onu İstanbul`a gönderiyordu. Bunu duyan Beatrice Nihat`a aşkını itiraf etti ve babasının mirasıyla rahat rahat yaşayacaklarını söyleyerek onunla evlenmesini teklif etti. Fakat Nihat "Aşk değil, memleket" diyerek reddetti . Emin Bey Nihat`a bir adres ve kızına ulaştırması için mektup verdi. Fakat bu mektubu dayısının görmemesi gerektiğini söyledi. Kalp hastası olan Emin Bey rahatsızlanarak vefat etti. Ardından Nihat İstanbul`a gitti. Dediği adrese giden Nihat Ekrem Behiç ile tanıştı ve olanı anlattı. Mektubu ulaştırmak için kızına doğru gideceğini söyleyen Nihat`a Behiç Bey dikkatli olmasını dayısının bir İngiliz hayranı olduğunu söyledi. Nihat apartmana ulaştı ve dayısı Saim Remzi ile tanıştı. Emin Bey`den haber getirdiğini duyan adamın morali bozuldu fakat öldüğünü duyunca neşelendi. Biraz sonra içeri İclal Hanım girdi. Ne kadarda güzel ve kibardı. Babasının vefat ettiğini öğrendiğinde hıçkırıklara boğuldu. Mektubu kimseye söylememesi gerektiğini söyledi . İkisi arasında bir sırrın olması Nihat`ı çok mutlu etti. Daha sonra Remzi Bey onu salona davet etti. İngiliz subaylarıyla dolu bu salon Nihat`ın hoşuna gitmedi fakat İclal için katlandı. Birkaç kez böyle görüştüler ve İclal İzmir`deki babasının mallarını satmak istediğini söyledi ve birlikte İzmir`e gittiler. Bir otele yerleştiler ve bir gün balkondan bakarken bir gemiyle askerlerin gelip Türkleri öldürdüğünü gördüler . Nihat gitmek için hazırlandı fakat İclal izin vermedi. Akşam yemeğinde konuşurlarken İclal`in vatan sevdalısı olması Nihat`ın çok hoşuna gitti ve evlenme teklif etti. Birlikte vatana faydalı olacaklarını söyledi. İclal kabul etti ve işleri bitince İstanbul`a döndüler. Nihat bu günlerde Mustafa Kemal`in TBMM`yi açtığını duydu. İclal`e gitmek istediğini söyledi. İclal de gelmek istiyorum dedi fakat Nihat onu sonra getireceğini söyleyerek reddetti. Bir gün Nihat eski arkadaşlarından birini gördü konuşurlarken iki İngiliz askerinin sarhoş bir şekilde kendilerine sataşmasına dayanamayan Nihat ikisine de yumruk attı ve yakalanmamak için oradan uzaklaştı. Behiç Bey`e geldi ve durumu anlattı. Behiç Bey Hacı Molla diye birine gitmesini ve kılık değiştirip kaçmasını söyledi. Çok gizli kağıtları oraya götürmesini istedi ve bunun üzerine Nihat ayakkabıya gizli bir bölme yaptırarak kağıtları oraya sakladı.İclal` e haber verip yola çıkan Nihat Hacı Molla`nın evini buldu ve durumu anlattı. Torunu Ayşe`yi kaban almaya gönderdi ve dönüşte kızın peşine Kara bakkal diye İngiliz hayranı takılmış ve eve gelip Nihat`ı vermelerini söyledi. Fakat Hacı Molla adamın boğazını sıkıp yere düşürdü. Öldü diye bıraktılar ve o sırada jandarma geldi. Evi arayacağız dediklerini sırada Kara Bakkal ayağa kalktı ve onları suçlayarak Nihat`ın yakalanmasına sebep oldu. Jandarma karakolundan İngiliz hapishanesine gelen Nihat`ı küçük bir dolaba kapattılar ve arada kuru ekmek ve kuru et verdiler. Ne kadar kaldığını bilemeyen Nihat kirden ve pisten bitlenmişti ve çok zayıflamıştı. Bir gün gardiyan onu sorguya götürdü ve asker onu dinlemeden Kara Bakkalın saydığı yalan suçları söyleyerek tekrar içeri girmesini söyledi. Tam çıkarken bir kadın onu kolundan tuttu tanımaya çalıştı. Bu Beatrice idi. Onu buradan kurtarmak için bir dostuyla görüştü ve gece yarısı Nihat`ı bir araba Beatrice`e götürdü. Beatrice`e olanı biteni anlattı yıkanıp karnını doyurduktan sonra rahat bir uyku çekti. Ertesi gün Beatrice ona birlikte Avrupa`ya gidecekleri teklifini yaptı ve Nihat ikinci kez reddetti ona İclal`i anlattı. Ertesi gün hemen Behiç Bey`e gitti olan biteni anlattı ve oda yurtta Mustafa Kemal`in yaptıklarından bahsetti. Asker eksiği olduğunu duyan Nihat Ankara`ya gitmek istediğini söyledi ve İclal`e haber vererek gitme planı hazırladılar. Beatrice Nihat`ı yemeğe davet etti son kez ve bu yemekte İclal ile tanıştı. Samimi olan genç kızların halinden memnun olan Nihat onları izleyip birbirlerine ne kadar benzediklerini düşündü. Behiç Bey`in yardımıyla yola çıkan İclal ve Nihat`ı Beatrice uğurladı.

Nihat uzunca boylu, biraz etli, kırmızı yanaklı, gür ve kestane saçlı bir delikanlı idi. Babasından kalan mirası satmak için İzmir`e gelmişti. Ama müşteriyle anlaşamadığı için bir müddet erteledi. Tabi aynı mahallede bulunan Beatrice de Nihat`ın aklını kurcalıyordu. Beatrice Daster adında bir tüccarın kızıydı.Hareket ve tavırlarıyla Nihat`ı kendisine çekiyordu. Nihat evlerine gittiği müddetçe onu yakından takip ediyordu. Babasıyla da sıkı bir muhabbet içindeydi. Mütareke ilan edileli henüz beş gün olmuştu. Savaş koşullarında kapalı olan İzmir limanı şimdi gemi gelecek heyecanı ile sallanıyordu. Pansiyon görevlisi Nihat`ı bu bahaneyle uyandırdı. Öğlene doğru uyanan Nihat şimdi dokuzda uyanmış ve hazırlanmıştı. Limana indiğinde orasını hiç böyle kalabalık görmemişti. Nihayet gemiler göründü fakat bunlar koyu renkli savaş gemileriydi. İçinden inenler ise Rum`du. Ve millet büyük bir heyecan içinde karşıladı bu olayı ve `Yaşasın Venizelos  nidaları yükselmeye başladı. Bunu gören Nihat`ın kanı beynine sıçradı. O sırada yanında olan arkadaşı Kemal Mümtaz onu zor sakinleştirdi.Kemal Mümtaz çok ateşli bir gençti. Nihat onu sever ve sayardı fakat bu olaydan sonra bir toplantıda amacının dışında olduğunu fark edince ona çok kızmıştı. O topluluktan uzaklaşıp Beatrice `nin evine gitti. Bay Daster bahçedeydi. Bugünkü konu açılınca Türklerin mağlub bir millet olduğunu ve hep öyle kalacaklarını sert bir dille söyledi. Beatrice o gün Nihat`la hiç konuşmadı. Nihat`ın görebileceği bir şekilde salonda bir şeylerle uğraştı. Bu konuşmayı devam ettiremeyen ,çıkmak üzere olan Nihat, salonda Venizolos`un tablosunu gördü üstelik görmesi için Beatrice, tablonun altına mum bırakmıştı. Nihat deniz kıyısına gitti ve orada bundan sonra sadece vatan için çalışmaya yemin etti. Kaldığı pansiyondan ayrıldı. Her zaman gittiği lokantaya gitmez oldu sadece onu görmemek için . Ertesi günlerde Kemal Mümtaz onun bu haliyle dalga geçer gibi bir yere yönlendirdi. Orada vatanı kurtarmak için çalıştıklarını ve harita çizdiklerini söyledi. Nihat doğruca oraya gitti harita çiziminin iyi olduğunu ve yardım edebileceğini söyledi. Orada konuşan Miralay Emin Bey`in konuşması Nihat`ın çok hoşuna gitti ve o günden sonra birlikte çalışmaya başladılar. İkisi iyi anlaşıyor ve fikirleri uyuşuyordu. Her akşam Nihat onu Karşıyaka vapuruna bindirip kendisi kaldığı yere geliyordu. Günler böyle geçti. Nihat Emin Bey`i vapura bıraktıktan sonra bir garson gelerek bir bayanın onu görmek istediğini söyledi. Nihat garsonu takip etti ve onu gördü. Beatrice ! Beatrice !Nihat`a neden ondan uzaklaştığını ve haber vermeden gittiğini sordu. Nihat olanı biteni anlattı, sebepleri sıraladı. Beatrice olayın öyle olmadığını ve o resmi kaldırmak için uğraştığını ve o arada Nihat`ın gittiğini söyledi. Tekrar eve gelmesi için ısrar etti fakat Nihat birkaç güne İstanbul`a gideceğini söyledi. Evet Emin Bey gidip vatana faydalı olması için onu İstanbul`a gönderiyordu. Bunu duyan Beatrice Nihat`a aşkını itiraf etti ve babasının mirasıyla rahat rahat yaşayacaklarını söyleyerek onunla evlenmesini teklif etti. Fakat Nihat "Aşk değil, memleket" diyerek reddetti . Emin Bey Nihat`a bir adres ve kızına ulaştırması için mektup verdi. Fakat bu mektubu dayısının görmemesi gerektiğini söyledi. Kalp hastası olan Emin Bey rahatsızlanarak vefat etti. Ardından Nihat İstanbul`a gitti. Dediği adrese giden Nihat Ekrem Behiç ile tanıştı ve olanı anlattı. Mektubu ulaştırmak için kızına doğru gideceğini söyleyen Nihat`a Behiç Bey dikkatli olmasını dayısının bir İngiliz hayranı olduğunu söyledi. Nihat apartmana ulaştı ve dayısı Saim Remzi ile tanıştı. Emin Bey`den haber getirdiğini duyan adamın morali bozuldu fakat öldüğünü duyunca neşelendi. Biraz sonra içeri İclal Hanım girdi. Ne kadarda güzel ve kibardı. Babasının vefat ettiğini öğrendiğinde hıçkırıklara boğuldu. Mektubu kimseye söylememesi gerektiğini söyledi . İkisi arasında bir sırrın olması Nihat`ı çok mutlu etti. Daha sonra Remzi Bey onu salona davet etti. İngiliz subaylarıyla dolu bu salon Nihat`ın hoşuna gitmedi fakat İclal için katlandı. Birkaç kez böyle görüştüler ve İclal İzmir`deki babasının mallarını satmak istediğini söyledi ve birlikte İzmir`e gittiler. Bir otele yerleştiler ve bir gün balkondan bakarken bir gemiyle askerlerin gelip Türkleri öldürdüğünü gördüler . Nihat gitmek için hazırlandı fakat İclal izin vermedi. Akşam yemeğinde konuşurlarken İclal`in vatan sevdalısı olması Nihat`ın çok hoşuna gitti ve evlenme teklif etti. Birlikte vatana faydalı olacaklarını söyledi. İclal kabul etti ve işleri bitince İstanbul`a döndüler. Nihat bu günlerde Mustafa Kemal`in TBMM`yi açtığını duydu. İclal`e gitmek istediğini söyledi. İclal de gelmek istiyorum dedi fakat Nihat onu sonra getireceğini söyleyerek reddetti. Bir gün Nihat eski arkadaşlarından birini gördü konuşurlarken iki İngiliz askerinin sarhoş bir şekilde kendilerine sataşmasına dayanamayan Nihat ikisine de yumruk attı ve yakalanmamak için oradan uzaklaştı. Behiç Bey`e geldi ve durumu anlattı. Behiç Bey Hacı Molla diye birine gitmesini ve kılık değiştirip kaçmasını söyledi. Çok gizli kağıtları oraya götürmesini istedi ve bunun üzerine Nihat ayakkabıya gizli bir bölme yaptırarak kağıtları oraya sakladı.İclal` e haber verip yola çıkan Nihat Hacı Molla`nın evini buldu ve durumu anlattı. Torunu Ayşe`yi kaban almaya gönderdi ve dönüşte kızın peşine Kara bakkal diye İngiliz hayranı takılmış ve eve gelip Nihat`ı vermelerini söyledi. Fakat Hacı Molla adamın boğazını sıkıp yere düşürdü. Öldü diye bıraktılar ve o sırada jandarma geldi. Evi arayacağız dediklerini sırada Kara Bakkal ayağa kalktı ve onları suçlayarak Nihat`ın yakalanmasına sebep oldu. Jandarma karakolundan İngiliz hapishanesine gelen Nihat`ı küçük bir dolaba kapattılar ve arada kuru ekmek ve kuru et verdiler. Ne kadar kaldığını bilemeyen Nihat kirden ve pisten bitlenmişti ve çok zayıflamıştı. Bir gün gardiyan onu sorguya götürdü ve asker onu dinlemeden Kara Bakkalın saydığı yalan suçları söyleyerek tekrar içeri girmesini söyledi. Tam çıkarken bir kadın onu kolundan tuttu tanımaya çalıştı. Bu Beatrice idi. Onu buradan kurtarmak için bir dostuyla görüştü ve gece yarısı Nihat`ı bir araba Beatrice`e götürdü. Beatrice`e olanı biteni anlattı yıkanıp karnını doyurduktan sonra rahat bir uyku çekti. Ertesi gün Beatrice ona birlikte Avrupa`ya gidecekleri teklifini yaptı ve Nihat ikinci kez reddetti ona İclal`i anlattı. Ertesi gün hemen Behiç Bey`e gitti olan biteni anlattı ve oda yurtta Mustafa Kemal`in yaptıklarından bahsetti. Asker eksiği olduğunu duyan Nihat Ankara`ya gitmek istediğini söyledi ve İclal`e haber vererek gitme planı hazırladılar. Beatrice Nihat`ı yemeğe davet etti son kez ve bu yemekte İclal ile tanıştı. Samimi olan genç kızların halinden memnun olan Nihat onları izleyip birbirlerine ne kadar benzediklerini düşündü. Behiç Bey`in yardımıyla yola çıkan İclal ve Nihat`ı Beatrice uğurladı.

Eryona Coka 26 Aralık 2017 Salı 22:16

Mehmet Rauf'un Halas romanı Kurtuluş Savaşının o olağanüstü koşullarını yaşayan Türk halkının, içinde bulunduğu sosyal şartların yanı sıra, iç dünyalarını da yansıtan bir tarihi roman niteliğindedir.... Daha fazla göster »

Raziye Akkuş 15 Kasım 2015 Pazar 20:10

Mehmet Rauf’un son romanı olan halas yazıldığı dönemde ödül almış ve o dönemde okullarda ders kitabı niteliğinde okutulmuştur. Bunda Mondros mütarekesi’ nden İnönü Zaferi’ ne kadar olan olayları sıra... Daha fazla göster »

Hakan Vural 09 Kasım 2015 Pazartesi 00:45

1 üye beğendi

Mehmet Rauf'un son romanı olan Halas(Kurtuluş)ın konusu istiklal savaşıdır. Vatan toprağının düşman devletler tarafından işgal edilişini, işgal sırasında bu ülkenin ekmeğini yiyen sözde Türk olan hai... Daha fazla göster »

Tuğba Demir 17 Ağustos 2015 Pazartesi 11:32

Konusunu İstiklal Savaşı'ndan alan Halas (Kurtuluş) Mehmet Rauf'un yazdığı son romandır. Mehmet Rauf'un romanında, Servet-i Fünûn edebiyatının dil ve üslup anlayışından farklı olarak sade bir dil kul... Daha fazla göster »

Ömer Aslan 12 Nisan 2015 Pazar 23:21

''Halas'' İstanbul'da dünyaya gelip, eğitim gören binci dünya savaşına katışmış, Nihat'ın savaş sonrası yaşadıkları ve işgal günlerinin bir bölümünü anlatır. Nihat idealist, vatansever, ilkeli bir ge... Daha fazla göster »

Sena Şahin 12 Nisan 2015 Pazar 02:59

Mehmet Rauf'un Halas adlı eseri, milli mücadele döneminin Nihat karakterinin bakış açısıyla en gerçekçi şekilde ele alındığı bir eserdir. Halkın yaşamından kesitlerle, dönemle ve karakteler arası diy... Daha fazla göster »

Elif Simge Güzelergene 21 Kasım 2014 Cuma 15:55

“Halas”, Nihat karakteri üzerinden Milli Mücadele döneminin Mütareke ile başlayan ve İnönü zaferi ile sonuçlanan kısmını anlatır. Mondros Mütarekesinden güç alan İtilaf Devletleri yurdun dört bir yan... Daha fazla göster »

Hatice Avci 19 Mayıs 2014 Pazartesi 12:24

Kurtuluş bir milli mücadele dönemi romanıdır.O zamanda çekilen sıkıntılar Nihat üzerinden anlatılmış.Nihat vatanı için canını verebilecek kadar fedakar bir gençken o dönemde vatanın kendi içinde çıka... Daha fazla göster »

Ece Gürbüz 03 Mayıs 2014 Cumartesi 15:43

1 üye beğendi

Halâs (Kurtuluş) Mehmet Rauf'un son romanıdır. Yazar kitabında Mondros mütarekesinden I. İnönü savaşına kadar olan olayları anlatmıştır. Bu bakımdan kitap bir dönemi toparlayıcı niteliktedir. Bunun y... Daha fazla göster »

Aysel Durmaz

“Bilinmeyenleriyle İsmet İnönü Kaynakçası”.

352 Eser İçeriyor

Bu kaynakça

216 kez

görüntülendi.

Mehmet Rauf'un Halâs (Kurtuluş) adlı romanında anlatılan dönem hangisidir?

Mondros Mütarekesi - I. İnönü Savaşı

I. Dünya Savaşı - Millet Meclisi'nin açılması

Atatürk'ün Samsun'a çıkışı - İzmir'in kurtuluşu

Mondros Mütarekesi - Sakarya Muharebesi

Yaptığı atıflar
Aldığı atıflar

Atıf yapılan eser:

Bu eserin yaptığı atıf bulunmuyor.

Bu eserin aldığı atıf bulunmuyor.

Eser istatistikleri yükleniyor...