×
Önerim var
Türkiye Kaynakçası - kaynakca.hacettepe.edu.tr
Ana Sayfa
Kaynakça Nedir?
S.S.S
İletişim
×
Mesajınız başarıyla kaydedilmiştir.
Gönder
Üye Ol
ÜYE GİRİŞİ
Facebook ile giriş
Beni Hatırla
Üye Ol
|
Parolamı Unuttum
Doğrulama e-postası gelmedi
24 Şubat 00:39
Nehir İpek Doğu
Başlangıçtan XVII. Yüzyılın Sonuna Kadar Türk Denizcilik Tarihi
adlı eseri beğendi.
24 Şubat 00:35
Nehir İpek Doğu
İdris BOSTAN
adlı kişiyi beğendi.
22 Şubat 09:38
Ozan Örmeci
Political Views of Marco Rubio, the New U.S. Secretary of State
adlı eseri düzenledi.
22 Şubat 09:38
Ozan Örmeci
Political Views of Marco Rubio, the New U.S. Secretary of State
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:26
Yağız Fatih Nazlıer
Murder and the Making of English CSI by BurneyIan, Pemberton Neil
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:25
Yağız Fatih Nazlıer
Cabanis, Comprendre l'homme Pour Changer le Monde by Saad Mariana
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:25
Yağız Fatih Nazlıer
Anne C. Vila
adlı kişinin bilgilerini düzenledi.
21 Şubat 17:24
Yağız Fatih Nazlıer
Epidemics in Modern Asia by Peckham Robert
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:21
Yağız Fatih Nazlıer
Defectives in the Land: Disability and Immigration in the Age of Eugenics by Baynton Douglas C.
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:20
Yağız Fatih Nazlıer
Bioinsecurities: Disease Interventions, Empire, and the Government of Species by Ahuja Neel
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:19
Yağız Fatih Nazlıer
The Power to Heal: Civil Rights, Medicare, and the Struggle to Transform America's Health Care System by Smith David Barton
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:18
Yağız Fatih Nazlıer
Into Africa: A Transnational History of Catholic Medical Missions and Social Change by Wall Barbra Mann
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:16
Yağız Fatih Nazlıer
Child Health in Scotland: A History of Glasgow's Royal Hospital for Sick Children by Hutchison Iain, Nicolson Malcolm, Weaver Lawrence
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:15
Yağız Fatih Nazlıer
Heredity Explored: Between Public Domain and Experimental Science, 1850–1930 by Müller-Wille Staffan, Brandt Christina
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:14
Yağız Fatih Nazlıer
American Plagues: Lessons from Our Battles with Disease by Gehlbach Stephen H.
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:13
Yağız Fatih Nazlıer
The New Worlds of Thomas Robert Malthus: Rereading the Principle of Population by Bashford Alison, Chaplin Joyce E.
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:11
Yağız Fatih Nazlıer
Riotous Flesh: Women, Physiology, and the Solitary Vice in Nineteenth-Century America by Haynes April R.
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:09
Yağız Fatih Nazlıer
Entitled to Addiction? Pharmaceuticals, Race, and America's First Drug War
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:08
Yağız Fatih Nazlıer
Vernacularizing the Body: Informational Egalitarianism, Hindu Divine Design, and Race in Physiology Schoolbooks, Bengal 1859–1877
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:07
Yağız Fatih Nazlıer
A Little Seasoning Would Aid in the Digestion of Our Factums: Wit, Evidence, and the Evolving Form of Medical Debate in New Orleans, 1853–1868
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:05
Yağız Fatih Nazlıer
From One Medicine to Two: The Evolving Relationship between Human and Veterinary Medicine in England, 1791–1835
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 17:04
Yağız Fatih Nazlıer
Trying Times: The Courts, the Historian, and the Contentious Struggle to Define Disease
adlı eseri ekledi.
21 Şubat 15:28
Melis Doğan
Bozon
adlı topluluğa katıldı.
21 Şubat 15:28
Ramazan Acun
Bozon
adlı topluluğa katıldı.
21 Şubat 15:28
Selenay Çaygın
Bozon
adlı topluluğa katıldı.
21 Şubat 15:28
Merve Gül Çevik
Bozon
adlı topluluğa katıldı.
21 Şubat 15:28
Gökçe Kuyruk
Bozon
adlı topluluğa katıldı.
21 Şubat 15:28
İpek Çağlar Altıngün
Bozon
adlı topluluğa katıldı.
21 Şubat 15:28
İpek Çağlar Altıngün
Bozon
adlı topluluğa katıldı.
21 Şubat 15:28
Mustafa İbicek
Bozon
adlı topluluğa katıldı.
Ez-zemahşeri
Ez-zemahşeri
EBÜ'L-KÂSIM CÂRULLAH MAHMUD B. ÖMER
EBÜ'L-KÂSIM CÂRULLAH MAHMUD B. ÖMER
Paylaş
Ebû'l-Kâsım Mahmud İbn Ömer ez-Zemahşerî el-Harezmî Büyük bir dilci, edebiyatçı, kelâmcı ve müfessirdir Mekke'de uzun süre ikamet ettiği için Cârullah lakabı verilerek "Cârullah Zemahşerî" adıyla meşhur olmuş, ayrıca kendisine "Fahr-ı Harezm" ünvanı da verilmiştir
Ebû'l-Kâsım Mahmud İbn Ömer ez-Zemahşerî el-Harezmî Büyük bir dilci, edebiyatçı, kelâmcı ve müfessirdir Mekke'de uzun süre ikamet ettiği için Cârullah lakabı verilerek "Cârullah Zemahşerî" adıyla meşhur olmuş, ayrıca kendisine "Fahr-ı Harezm" ünvanı da verilmiştir
İstatistikler
Yorumlar
Aldığı Atıflar
Eserleri
Özgeçmiş
Ebû'l-Kâsım Mahmud İbn Ömer ez-Zemahşerî el-Harezmî Büyük bir dilci, edebiyatçı, kelâmcı ve müfessirdir Mekke'de uzun süre ikamet ettiği için Cârullah lakabı verilerek "Cârullah Zemahşerî" adıyla meşhur olmuş, ayrıca kendisine "Fahr-ı Harezm" ünvanı da verilmiştir
Zemahşerî, Selçuklu sultanlarından Melikşah devrinde Harezm kasabalarından Zemahşer'de 467 (1075) yılında mütedeyyin bir ailede dünyaya gelmiş, ilk tahsilini büyük bir ihtimalle, kasabanın imamı olan babasında yapmış; okuma yazma öğrenip hâfız olduktan sonra ilim tahsili için o zaman büyük bir ilim ve medeniyet merkezi olan Buhârâ'ya gitmiştir Bu arada çocukluğunda bir gün bindiği hayvandan düşerek yaralandığını ve neticede bir ayağının kesilmiş olduğunu de zikretmeliyiz Bazı kaynaklarda ayağının kesilmesi ile ilgili olarak annesinin bir bedduası olduğuna (küçük bir kuşu ayağına ip bağlayarak sürüklemesi ve kuşun ayağını koparması sebebiyle) dair bir hikâye kendisinden nakledilmektedir
Zemahşerî'nin Buhârâ'ya hangi tarihte gittiğine dair kaynaklarda açık bir bilgi yokturYalnız, Buhârâ'ya gittiğinde babası hayatta idi Fakat kaynaklar babasının, Müeyyedü'l-Mülk (ö 494/1101) tarafından siyasî sebeplerle hapsedildiğini ve Zemahşerî Buhârâ'ya gittiği sırada hapiste olduğunu kaybederler Babası Ömer İbn Muhammed İbn Ahmed ez-Zemahşerî hapiste iken 488 (1095) yılında vefat etmiştirO sırada Zemahşerî 21 yaşında bir genç idi
Zemahşerî Buhârâ'da muhtelif hocalardan usûl-u fıkıh, fıkıh (Hanefî fıkhı), hadis, tefsir, kelâm, mantık, felsefe ve arapça dersleri aldı Bu yetişme devresinde Harezm ve Horasan bölgelerinde bir çok şehre gitti ve buralarda birçok ders halkasına katılarak bilgilerini ilerletti 502 (1109) yıllarında Mekke-i Mükerreme'ye gitti ve burada bir süre ikamet ederek zamanın meşhur ediblerinden Şerif Ali İbn Hamza Vehhâs (ö 526/1132) gibi âlimlerden feyz aldı Bu Vehhâs daha sonraları Zemahşerî'nin talebelerinden olmuştur Bu arada Arap yarımadasındaki bazı yerleri ve Yemen şehirlerini gezdi ve Arapçaya vukufiyyetini güçlendirdi O'nun, Ebû Kubeys Dağı'na çıkarak; "Ey Araplar, gelin atalarınızın dilini benden öğrenin" diye dil konusunda Araplara meydan okuduğu rivâyet edilir Dile hâkimiyeti gerçekten yazdığı eserlerde ve söylediği şiirlerde, kasîdelerde, medhiyelerde açıkça görülmektedir
Bu gezilerinden sonra Zemahşerî'nin memleketine gittiğini, 518 (1124) yılında tekrar Mekke'ye geldiğini görüyoruz Mekke'ye bu gelişinde artık uzun süre burada kalmış ve eserlerinden bir çoğunu, bu arada meşhur tefsirini de burada kaleme almıştır Daha sonra yetişmiş bir âlim olarak tekrar memleketine (Harezm) dönüp 538 (1143)'de Seyhan nehri kenarındaki Cüreaniye'de vefatına kadar orada kaldı
Zemahşerî'nin hocaları arasında, nahiv ve edebiyat okuduğu Mahmud İbn Cerîr ed-Dabbî (ö 507/1113-1114), Ali İbn Muzaffer en-Neysâbûrî; Fıkıh okuduğu el-Hayyâtî; Usûl ilimlerini öğrendiği Rükneddin Muhammed el-Usûlî; Hadis okuduğu Ebu Mansur Nasr el-Hâris, Ebû'l-Hattâb Nasr İbn Ahmed el-Batır (ö 494/1101) gibi âlimler sayılabilir
Zemahşerî itikadda ateşli bir Mu'tezile, fıkıhta ise Halefîdir Mu'tezile oluşundan dolayı çok tenkid edilmiş ve bu yüzden çok muhalif kazanmıştır Ehl-i sünnet âlimleri ile, onları tahkir etme derecesinde alay eden, keskin ve katı bir tutumu vardır Hayatının sonlarına doğru Mu'tezile oluşundan tevbe edip ehl-i sünnet inancına döndüğü rivayet edilirse de bu, eserinde görülmez Sırf Mu'tezile oluşundan dolayı Selçuklu sultan ve verirleri tarafından ilimde ulaştığı yüksek mertebeye rağmen itibar görmemiş, hattâ haklarında methiyeler söylediği emirler bile yüzüne bakmamışlar, ama o bildiği yoldan şaşmamıştır
Zemahşerî, yetiştirdiği çok sayıda talebe -ki bunların birçoğu nahiv, edebiyat ve İslâmî ilimlerde şöhret bulmuş âlimlerdendir (bunların bir kısmı için bk Abdullah Nezîr Ahmed, Ruûsu'l-Mesâil Mukaddimesi, Beyrut 1987, 40-42)- yanında velûd, çok yazan bir âlimdir Hal tercemelerinden bahseden eserler onun elli civarında eseri olduğunu belirtiyorlar
Ebû'l-Kâsım Mahmud İbn Ömer ez-Zemahşerî el-Harezmî Büyük bir dilci, edebiyatçı, kelâmcı ve müfessirdir Mekke'de uzun süre ikamet ettiği için Cârullah lakabı verilerek "Cârullah Zemahşerî" adıyla meşhur olmuş, ayrıca kendisine "Fahr-ı Harezm" ünvanı da verilmiştir Zemahşerî, Selçuklu sultanlarından Melikşah devrinde Harezm kasabalarından Zemahşer'de 467 (1075) yılında mütedeyyin bir ailede dünyaya gelmiş, ilk tahsilini büyük bir ihtimalle, kasabanın imamı olan babasında yapmış; okuma yazma öğrenip hâfız olduktan sonra ilim tahsili için o zaman büyük bir ilim ve medeniyet merkezi olan Buhârâ'ya gitmiştir Bu arada çocukluğunda bir gün bindiği hayvandan düşerek yaralandığını ve neticede bir ayağının kesilmiş olduğunu de zikretmeliyiz Bazı kaynaklarda ayağının kesilmesi ile ilgili olarak annesinin bir bedduası olduğuna (küçük bir kuşu ayağına ip bağlayarak sürüklemesi ve kuşun ayağını koparması sebebiyle) dair bir hikâye kendisinden nakledilmektedir Zemahşerî'nin Buhârâ'ya hangi tarihte gittiğine dair kaynaklarda açık bir bilgi yokturYalnız, Buhârâ'ya gittiğinde babası hayatta idi Fakat kaynaklar babasının, Müeyyedü'l-Mülk (ö 494/1101) tarafından siyasî sebeplerle hapsedildiğini ve Zemahşerî Buhârâ'ya gittiği sırada hapiste olduğunu kaybederler Babası Ömer İbn Muhammed İbn Ahmed ez-Zemahşerî hapiste iken 488 (1095) yılında vefat etmiştirO sırada Zemahşerî 21 yaşında bir genç idi Zemahşerî Buhârâ'da muhtelif hocalardan usûl-u fıkıh, fıkıh (Hanefî fıkhı), hadis, tefsir, kelâm, mantık, felsefe ve arapça dersleri aldı Bu yetişme devresinde Harezm ve Horasan bölgelerinde bir çok şehre gitti ve buralarda birçok ders halkasına katılarak bilgilerini ilerletti 502 (1109) yıllarında Mekke-i Mükerreme'ye gitti ve burada bir süre ikamet ederek zamanın meşhur ediblerinden Şerif Ali İbn Hamza Vehhâs (ö 526/1132) gibi âlimlerden feyz aldı Bu Vehhâs daha sonraları Zemahşerî'nin talebelerinden olmuştur Bu arada Arap yarımadasındaki bazı yerleri ve Yemen şehirlerini gezdi ve Arapçaya vukufiyyetini güçlendirdi O'nun, Ebû Kubeys Dağı'na çıkarak; "Ey Araplar, gelin atalarınızın dilini benden öğrenin" diye dil konusunda Araplara meydan okuduğu rivâyet edilir Dile hâkimiyeti gerçekten yazdığı eserlerde ve söylediği şiirlerde, kasîdelerde, medhiyelerde açıkça görülmektedir Bu gezilerinden sonra Zemahşerî'nin memleketine gittiğini, 518 (1124) yılında tekrar Mekke'ye geldiğini görüyoruz Mekke'ye bu gelişinde artık uzun süre burada kalmış ve eserlerinden bir çoğunu, bu arada meşhur tefsirini de burada kaleme almıştır Daha sonra yetişmiş bir âlim olarak tekrar memleketine (Harezm) dönüp 538 (1143)'de Seyhan nehri kenarındaki Cüreaniye'de vefatına kadar orada kaldı Zemahşerî'nin hocaları arasında, nahiv ve edebiyat okuduğu Mahmud İbn Cerîr ed-Dabbî (ö 507/1113-1114), Ali İbn Muzaffer en-Neysâbûrî; Fıkıh okuduğu el-Hayyâtî; Usûl ilimlerini öğrendiği Rükneddin Muhammed el-Usûlî; Hadis okuduğu Ebu Mansur Nasr el-Hâris, Ebû'l-Hattâb Nasr İbn Ahmed el-Batır (ö 494/1101) gibi âlimler sayılabilir Zemahşerî itikadda ateşli bir Mu'tezile, fıkıhta ise Halefîdir Mu'tezile oluşundan dolayı çok tenkid edilmiş ve bu yüzden çok muhalif kazanmıştır Ehl-i sünnet âlimleri ile, onları tahkir etme derecesinde alay eden, keskin ve katı bir tutumu vardır Hayatının sonlarına doğru Mu'tezile oluşundan tevbe edip ehl-i sünnet inancına döndüğü rivayet edilirse de bu, eserinde görülmez Sırf Mu'tezile oluşundan dolayı Selçuklu sultan ve verirleri tarafından ilimde ulaştığı yüksek mertebeye rağmen itibar görmemiş, hattâ haklarında methiyeler söylediği emirler bile yüzüne bakmamışlar, ama o bildiği yoldan şaşmamıştır Zemahşerî, yetiştirdiği çok sayıda talebe -ki bunların birçoğu nahiv, edebiyat ve İslâmî ilimlerde şöhret bulmuş âlimlerdendir (bunların bir kısmı için bk Abdullah Nezîr Ahmed, Ruûsu'l-Mesâil Mukaddimesi, Beyrut 1987, 40-42)- yanında velûd, çok yazan bir âlimdir Hal tercemelerinden bahseden eserler onun elli civarında eseri olduğunu belirtiyorlar
Web adresi henüz eklenmemiş. Eklemek için düzenle simgesine tıklayınız.
Operatör:
Kayahan Encim
Güncelleyen: kaynakca.info
Gönder
Daha fazla yorum getir
Eserler yükleniyor...
Selda GÜNER ÖZDEN
Emevî Yönetiminin Kuruluşunda Dühâtü`l-Arab`ın Rolü
Ankara, 2005, MASTER.
Tez
Türkçe
Tarih
Bu Tez
445
kez
görüntülendi.
×
Değişiklikler